15 Haziran’da iki oturum (sözel-sayısal) halinde uygulanacak Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezî sınava sayılı günler kaldı. Katılma zorunluluğu bulunmayan bu sınav öncesinde, 8. sınıf öğrencilerinde kalan son iki haftada stres ve kaygı daha da artabilir. Bu dönemde adayların ebeveynleri tarafından psikolojik açıdan desteklenmeleri son derece önemlidir. Peki, aileler bu dönemde çocuklarına nasıl yaklaşmalı? Hangi davranışlar çocukların sınav sürecini daha sağlıklı geçirmelerine yardımcı olur?
Kaygı, kişi bir uyarana maruz kaldığında bedensel, duygusal ve zihinsel olarak verdiği doğal bir tepkidir. Sınav kaygısı ise, öğrenilen bilgilerin sınav sırasında etkili biçimde kullanılmasını engelleyerek başarının düşmesine neden olabilen yoğun bir stres durumudur. Ancak kaygı, dengeli biçimde kontrol altına alındığında bireyin performansını destekleyebilir. Bilinçli biçimde kontrol edilen kaygı, bireyin hem motivasyonunu hem de enerjisini artırarak hedefe ulaşmasına katkı sağlayabilir.
Adana Özel Marmara Okulları rehberlik uzmanları, LGS’ye hazırlanan öğrenci velilerine önemli uyarılarda bulunuyor: Sınav döneminde öğrencilerin büyük bir bölümü yoğun kaygı ve stres yaşayabilir. Psikolojik olarak kontrol edilemeyen bu kaygı, birey üzerinde olumsuz etkiler bırakabilir.
Unutulmamalıdır ki; kaygı sözle bastırılmaya çalışılarak değil, doğru ve destekleyici yaklaşımlarla azaltılabilir. Ebeveynlerin sınava atfettikleri anlam ve yüksek beklentileri, öğrencilerin sınav kaygısını önemli ölçüde etkileyebilir. Bu sebeple, aileler adayların sınava yönelik çabalarını takdir etmeli ve kıyaslama yapmaktan kaçınmalıdır. Bununla birlikte, uyku, beslenme ve egzersiz gibi sağlıklı yaşam alışkanlıklarına da özen gösterilmelidir.
Sınav öncesinde artan stres, yalnızca akademik başarıyı değil, öğrencilerin ruh sağlığını da olumsuz yönde yansıyabilir. Bu süreçte anne babaların yaklaşımı, öğrencilerin sınavla başa çıkabilmesinde belirleyici rol oynar. Eğitim uzmanları, sınav kaygısının yönetimi ve aile tutumları konusunda şu önemli hatırlatmalarda bulunuyor:
Sınav kaygısı, çoğu zaman sınavın zorluğundan değil, öğrencinin çevresinden maruz kaldığı baskılardan beslenebilir. Bilhassa mükemmeliyetçi ve başarıya odaklanan ailelerde büyüyen çocuklar bu kaygıyı daha yoğun hissedebilir. Velilerin geçmişte ulaşamadıkları hedef ve hayalleri çocukları aracılığıyla gerçekleştirme arzusu, onların üzerinde baskıya yol açabilir.
Sınav kaygısı ile başarı arasında bir etkileşimden söz edilebilir. Normal koşullarda başarılı bir öğrenci, yüksek kaygı dolayısıyla sınav sırasında performans düşüklüğü yaşayabilir. “Rahat ol, sen zaten yaparsın” gibi iyi niyetli sözler dahi öğrenci üzerinde baskı oluşturabilir. Bu sebeple, yoğun sınav kaygısı yaşayan öğrencilerin bir uzmandan profesyonel destek alması önemlidir.
Aileler sınav döneminde çocuklarına yönelik bazı hatalı davranışlar sergileyebilir. Bunlar arasında öne çıkan durumlar şunlardır:
Akarlarıyla Kıyaslama: Öğrencileri, daha önce başarılı olmuş akranlarıyla kıyaslamak, motivasyonu düşürebilir ve öfkeye yol açabilir.
Güç Hedefler Belirlemek: Çocuğun bireysel kapasitesini göz ardı ederek yüksek ve ulaşılması güç hedefler belirlemek, başarısızlık duygusunu tetikleyebilir.
Kendi Örneklerini Dayatmak: Ebeveynlerin kendi geçmiş deneyimlerini çocuklarına dayatması, öğrencinin özgüvenini zedeleyebilir.
Tekrar Eden Uyarılar: “Yeterince çalışmıyorsun” gibi tekrar eden uyarılar öğrencinin moralini bozabilir.
Eleştiri Odaklı Yaklaşım: Bu süreçte destekleyici bir iletişim, eleştiriden çok daha faydalıdır. Öğrencinin moral ve motivasyonunu artırmak, sınav başarısına doğrudan katkı sağlar.
Sınava hazırlanan öğrencilerin sadece başarıları değil, bu konudaki mücadelesi de alkışlanmalıdır. Destekleyici bir yaklaşım, bireyin özgüvenini geliştirir ve sınav motivasyonunu güçlendirir. Bazen istenen sonuç elde edilemeyebilir; böyle durumlarda öğrencinin bugüne kadar yaptığı çalışmalar da anlamlı ve değerli olarak görülmelidir.
LGS’nin son günlerine girilirken öğrencilerin akademik hazırlıklarının yanı sıra psikolojik dayanıklılıklarını da güçlendirmeleri gerekir. Şu öneriler, bu dönemi daha sağlıklı geçirmelerine yardımcı olabilir:
LGS’de geçmiş başarı hikâyeleri her öğrenci için motive edici ya da yol gösterici olmayabilir. Bu tür örnekler bazen kişide yetersizlik hissi uyandırabilir. Bu nedenle çocuklar başkalarıyla değil, kendi potansiyelleriyle değerlendirilmelidir. Öğrenme biçimleri ve bireysel yetenekler kişiden kişiye değişir; bu çeşitlilik eğitim sürecinde mutlaka dikkate alınmalıdır.
2025 yılı Bursluluk Sınav sonuçlarını sorgulamak için tıklayınız!